20 Eylül 2007 Perşembe
15 Eylül 2007 Cumartesi
11 AYIN SULTANI RAMAZAN
Hoşgeldin onbir ayın sultanı Ramazan...Gelmenle ne kadar büyük bi iyilik ettin bize.Sabırla oruç tutmayı,yüce bir imanla ibadet etmeyi aşıladın bize.Fakire fukaraya,ihtiyaç duyan herkese elimizden geldiği kadar yardım etmemiz gerektiğini hatırlattın bize.Ne mutlu Ramazan ayının kıymetini idrak edip de layıkıyla yaşayanlara....
KÜÇÜK KIZIN DRAMI
Antalya merkeze bağlı Varsak Beldesi'ndeki Jandarma Karakolu ekipleri, bir evden hırsızlık yapmaya çalışan kız çocukları 12 yaşındaki H.S. ile 15 yaşındaki Z.Y.'yi suçüstü yakaladı. Karakola getirilen çocuklardan H.S.'nin verdiği ifadede bugüne kadar 60 erkeğin kendisine tecavüz ettiğini söyledi. Küçük kız tecavüz edenlerin kendisini lunaparka götürdüğünü ya da 10 YTL verdiğini belirtti. Jandarma, küçük kıza tecavüz eden 4 kişiyi yakalarken, diğerlerini yakalamak için de çalışma başlattı. H.S.'nin adli tabiplikte yapılan muayenesinde, kızlık zarında eski yırtık olduğuna ve bakire olmadığına dair rapor verildi. Küçük kız avukatının yanında verdiği ifadede şunları kaydetti: “1 yıl önce soyadını bilmediğim Eyüp adlı bir amca bana tecavüz etti. Sonra da arkadaşlarına söyledi, onlar da benimle ilişkiye girdi. Bana tecavüz edenlerden biri bana cep telefonu aldı. Benim okuma yazmam olmadığı için bana tecavüz eden adamlar kendi telefon numaralarını benim telefonuma kayıt ediyor, sonra da beni sık sık arayıp ‘şuraya gel, buraya gel’ diye çağırıp bana tecavüz ediyorlardı. Yaklaşık 6 aydır içki, sigara ve esrar içiyorum. Esrar parası bulamadığım için de arkadaşımla birlikte hırsızlık yapmak için o eve girdik.''
Ülkem insanı ne durumlara düşüyor vay halimize.Şu ramazan ayının bereketinden istifade edeceğimize böylesine yapılan hareketler vicdanımızı hiç mi sızlatmıyor acaba?Niye sızlasın ki olmayan bi vicdan sızlar mı size soruyorum.....Güya biz müslüman bi milletiz öyle mi?Ben neye yanayım bilmiyorum ki tecavüz edilen kızlarımıza mı yoksa vatanı,dini ve milleti için şehit düşmüş binlerce erlerimize mi?Allah sonumuzu hayır etsin ne deyim...
Ülkem insanı ne durumlara düşüyor vay halimize.Şu ramazan ayının bereketinden istifade edeceğimize böylesine yapılan hareketler vicdanımızı hiç mi sızlatmıyor acaba?Niye sızlasın ki olmayan bi vicdan sızlar mı size soruyorum.....Güya biz müslüman bi milletiz öyle mi?Ben neye yanayım bilmiyorum ki tecavüz edilen kızlarımıza mı yoksa vatanı,dini ve milleti için şehit düşmüş binlerce erlerimize mi?Allah sonumuzu hayır etsin ne deyim...
12 Eylül 2007 Çarşamba
SOKAKTA VAHŞET
ANTALYA'da 33 yaşındaki Mikail Dişyapar, kovalama sonucu bir mağazada yakaladığı eşini, “Bu namus meselesi'' diyerek, 20 yerinden bıçakladı. Olay sonrası ticari taksiyle kaçmaya çalışan zanlı yakalanırken, Özge Dişyapar ise hastanede yaşamını yitirdi. Olay, bugün saat 18.15 sıralarında TRT Caddesi üzerinde meydana geldi. İşsiz olduğu öğrenilen Mikail Dişyapar, bir barda çalışan 13 yıllık eşi Özge Dişyapar'ı kovalamaya başladı. Bir çocuk annesi kadın, cadde üzerinde bir bebek giyim mağazasına sığınıp, “Ne olur beni kurtarın'' diye bağırdı. Mikail Dişyapar, yakaladığı eşini saçından sürükleyip mağaza önüne çıkardı. Belinden çıkardığı bıçağı gösteren ve engel olmak isteyenlere, “Kimse karışmasın'' diye bağıran Dişyapar, eşini “Bu bir namus meselesi'' diyerek tam 20 yerinden bıçakladı. Daha sonra Mikail Dişyapar, çevredekilerinin şaşkın bakışları arasında üzerinden çıkardığı tişörte kanlı bıçağı sarıp yaya olarak kaçtı. Ara sokaklardan bir taksiye binen Mikail Dişyapar, bir vatandaşın ihbarı üzerine kaçmaya çalıştığı ticari takside suç aleti bıçakla yakalandı. Ağır yaralı olarak Antalya Devlet Hastanesi'ne götürülen kadın ise doktorların tüm müdahalesine rağmen kurtarılamadı. Adli Tabip'e sağlık raporuna götürüldükten sonra Antalya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi'ne getirilen zanlı, gazetecilere adeta gülümseyerek poz verdi, ancak konuşmadı.
Demek namus meselesi beyfendi.Peki bi bayanı yol ortasında,herkesin gözü önünde insafsızca öldürmeye teşebbüs etmek ne zamandan beri namus meselesi oldu lan.Konuşamazsın tabii aslında seni konuşturmayacak biçimde dövmek ,yerlerde sürüklemek vardı yaa neyse o tür pis işleri anca sen ve senin gibiler yapar saygısız.......
Demek namus meselesi beyfendi.Peki bi bayanı yol ortasında,herkesin gözü önünde insafsızca öldürmeye teşebbüs etmek ne zamandan beri namus meselesi oldu lan.Konuşamazsın tabii aslında seni konuşturmayacak biçimde dövmek ,yerlerde sürüklemek vardı yaa neyse o tür pis işleri anca sen ve senin gibiler yapar saygısız.......
11 Eylül 2007 Salı
CUMHURBAŞKANIMIZIN GÜNEYDOĞU ÇIKARMASI
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Van, Hakkari, Siirt, Şırnak ve Diyarbakır ile Başkale ve Yüksekova ilçelerini kapsayan ilk yurt gezisi için saat 16.15'te Türk Hava Kuvvetleri'ne ait özel uçakla Van'a geldi.Cumhurbaşkanı Gül'ü, Ferit Melen Havaalanı'nda Van Valisi Özdemir Çakacak, Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı Korgeneral Abdullah Atay ve Belediye Başkanı Burhan Yenigün ile bazı milletvekilleri karşıladı.Karşılama sırasında çocuklar Cumhurbaşkanı Gül'e çiçek sundular. Cumhurbaşkanı Gül de çiçek sunan çocukları öperek, sevdi. Gül, daha sonra karşılamada hazır bulunan mangayı selamladı.Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, havaalanı çıkışında kendisine sevgi gösterilerinde bulunan vatandaşları da selamladı.Gül ile birlikte Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik de Van'a geldi.
Peki soruyorum şimdi...Sayın cumhurbaşkanımız Abdullah Gül'ün ilk olarak güneydoğuyu ziyaret etmesinin sebebi ne olabilir?Sanırım Abdullah Bey bu ziyaretiyle biraz da nabzını ölçmeye çalıştı güneydoğu halkının.Tabii bu duruma DTP'li siyasiler ne gibi kulp takar orasını bilemem......
GÜZEL SÖZLER
Sen bana gecenin gündüze uzak olduğu kadar uzaksın!Ama unutma gece ve gündüz mutlaka bir ikindi vakti buluşurlar.
İnsanlar tanıdım yıldızlar gibiydiler.Hepsi parlıyordu.Ama seni(güneşi) seçtim ve bir güneş için bin yıldızdan vazgeçtim.
Uçurumun kenarında olsam,sen de uçurumun kenarında bir dal olsan senden tutunmazdım.Tutunmak istemediğimden değil kırılmandan korktuğum için....
Seni uzak bir kumsaldaki kum tanelerini sayacak kadar değil,bir kum tanesinin üzerine adını yazacak kadar özledim.
Düşlerim vardı görmekten korktuğum,hislerim vardı söylemekten korktuğum,şiirlerim vardı yazmaktan korktuğum,şimdi sen varsın kaybetmekten korktuğum.
İnsanlar tanıdım yıldızlar gibiydiler.Hepsi parlıyordu.Ama seni(güneşi) seçtim ve bir güneş için bin yıldızdan vazgeçtim.
Uçurumun kenarında olsam,sen de uçurumun kenarında bir dal olsan senden tutunmazdım.Tutunmak istemediğimden değil kırılmandan korktuğum için....
Seni uzak bir kumsaldaki kum tanelerini sayacak kadar değil,bir kum tanesinin üzerine adını yazacak kadar özledim.
Düşlerim vardı görmekten korktuğum,hislerim vardı söylemekten korktuğum,şiirlerim vardı yazmaktan korktuğum,şimdi sen varsın kaybetmekten korktuğum.
DERSHANE SAHİBİ GENÇ KIZI EZDİ
Avcılar'da para kazanmak için iki arkadaşıyla birlikte bir dershanenin broşürlerini dağıtan öğretmen adayı Deniz Toprak, başka bir dershane sahibi Ümit Kalko'nun üzerine sürdüğü otomobilin çarpması sonucu iki bacağından ağır yaralandı. İddiaya göre, geçen cumartesi İÜ İşletme Kampusu önünde özel bir dershanenin reklam broşürlerini dağıtan, afiş asan Deniz Toprak (26), Ali İhsan Terzi (18) ve Savaş Velioğlu (24) ile başka bir dershanenin broşürlerini dağıtan kişiler arasında tartışma çıktı. Bu sırada otomobiliyle gelen Ümit Kalko, direksiyonu üç arkadaşa yöneltti. Terzi ve Velioğlu kaçarken, duvarla otomobil arasında sıkışan Toprak, iki bacağından ağır yaralandı. Vakıf Gureba Hastanesi'nde genç kızın sol bacağı kesildi.
Vayy bee...Ne kadar da vahşileşmişiz bir insanın canını acıtacak kadar.Yakışır mı geçmişi parlak zaferlerle,gönlü imanla dolu bu milletin evladına böyle bi davranış....Tabii ki yakışmaz.Ne demiş Yunus Emre 'Yaradılanı sev Yaradandan ötürü'..İşte hayatın tadı tuzu hep bundan ibaret.....
Vayy bee...Ne kadar da vahşileşmişiz bir insanın canını acıtacak kadar.Yakışır mı geçmişi parlak zaferlerle,gönlü imanla dolu bu milletin evladına böyle bi davranış....Tabii ki yakışmaz.Ne demiş Yunus Emre 'Yaradılanı sev Yaradandan ötürü'..İşte hayatın tadı tuzu hep bundan ibaret.....
DTP PARLAMENTODAN ÇEKİLMEYİ TARTIŞIYOR
DTP Grup Başkanı Ahmet Türk, mahkemelerin DTP'li milletvekillerinin yargılanmalarını sürdürme kararını eleştirerek "parlamentoyu terkedebilecekleri"ni söyledi. Türk "Önümüzü keserlerse, barış yollarını kapatırlarsa, biz de evimize gideriz" dedi.Erbil'de yayımlanan ve bölgenin en çok satan gazetesi olan Hewler'de "Kürtler dışarı" başlığı altında verilen haberde, "Kürtlerin parlamentodan kovulması için harekete geçildiği" ileri sürüldü. Haberde şöyle denildi: "İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi, Diyarbakır milletvekili Aysel Tuğluk ve Batman milletvekili Ayla Akat Ata'nın yargılanması doğrultusunda karar verdi. Mahkeme bu kararla, milletvekili dokunulmazlığını dikkate almadı. Mahkemenin bu kararının tarihte benzeri bulunmuyor. Başka bir DTP'li milletvekili Sebahat Tuncel de benzer şekilde mahkeme tarafından yargılanıyor. Mahkemenin yargılama kararı Anayasa'nın 14. maddesine dayandırılıyor, ancak bu şekilde şu ana kadar herhangi bir kimse yargılanmadı. Mahkemenin yargılanmasının bu üç kadın milletvekilinin aleyhine sonuçlanması durumunda milletvekillikleri düşürülecek ve parlamentodan çıkacaklar. Bu durumda, DTP'nin grubu ortadan kalkacak."
İşte budur demokrasi.... Bir milletvekili suçlu bile olsa yargılanacak ki adalet yerini bulsun bi fakir bi tepsi baklava çalar ama çaresizliğinden dolayı çaldığı o bir tepsi baklavayı hayatıyla öder ama zengin,ensesi kalın biri ülkeyi dolandırsa milletin kanını sülük gibi emse ona hiç bi ceza yok neden???soruyorum size.....22 Temmuz seçimlerinden önce Ak parti milletvekillerinden birinin konuşmasını dinledim ve kendisi ''İlk beş yılda kalkınmaya ağırlık veren Ak parti ikinci beş yılda adalete ağırlık verecek''diye konuştu.Bu hükümetten temennimiz herkese eşit muamele yapması ,kimseye inancından ,yaşam tarzından vs. ötürü baskı yapmaması ve ekonomik,sosyal vs. olarak hem yurtdışındaki hem de yurt içindeki vatandaşlarımızı rahat ettirecek bir ülke konumuna getirmeleridir.Bu arada cumhurbaşkanımızın vatana millete hayırlı olmasını diliyorum....
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)